Kronik Sinüzitin Çaresi Nedir?

Günümüzün en önemli rahatsızlıkları arasında gösterilen sinüzit, zamanında tedavi edilmediği taktirde göz, beyin ve akciğerleri de etkileyen bir ciddi sorunu beraberinde getirmektedir. Sinüzit hastalarının zihnini kurcalayan konuların başında, sinüzit için ameliyat gerekli olup olmadığı konusudur. Sinüzit iltihabını kurutmak, sorunu kökten çözmek için başlangıç aşamasındaki hastalar için bitkisel tedavi yöntemleri yeterli olurken, çok ileri düzeyde olanlar içinse ameliyat zorunlu hale geldiği gözlenmektedir.

SİNÜSÜN İLTİHABI

Sinüzit nedir?

Sinüzit; burun çevresindeki sinüs adı verilen boşlukların iltihaplanması sonucu meydana gelen rahatsızlığın adıdır. Akut ve kronik olmak üzere ikiye kısma ayrılır. Akut sinüzit, ilaç tedavisine olumlu yanıt verdiği gözlenmiştir. Kronikleşmiş sinüzit ise, burun içerisinde sinüslerin havalanmasına engel olan, nefes almayı ciddi manada zorlaştıran sebeplere bağlı olduğu için ilaç tedavisine olumlu cevap vermez. Bu gibi durumlarda ilaç tedavisi mutlaka denenir, ilaç tedavisine yanıt alınamadığı taktirde hastadan daha detaylı bir inceleme olan “nazal sinüs tomografisi” talep edilir. Sinüslerin içerisinde ileri düzeyde bir enfeksiyon varsa ve beraberinde sinüslerin havalanmasını sağlayan kıkırdak eğriliği, konka hipertrofisi (burun içindeki etlerin büyümesi) gibi durumlar varsa bu hastalara tavsiye edebileceğimiz tedavi yöntemi cerrahi müdahaledir.

Burunda bulunan kıkırdak eğriliği, konka hipertrofisi gibi sinüslerin havalanmasına mekanik bir engel oluşturan durumlar varsa, bu hastalarda maalesef geçirilen sinüzitler yavaş yavaş kronikleşmeye doğru yol aldığı gözlenmektedir. Bu fiziksel tıkanıklığın mutlaka cerrahi bir operasyon ile açılıp, sinüslerin içindeki iltihaplı hücrelerin temizlemesi gerekiyor.

Sinüslere cerrahi operasyon gerektiği halde yapılmazsa ne olur?

Kronikleşmiş sinüzitin üç bölgeyi tehlikeye sokma riski bulunmaktadır:

1. Göze ve çevresine yayılabilir. (Görme kaybı ile sonuçlanan göz enfeksiyonları ile sonuçlanabilir.)

2. Beyne sıçrayabilir. (Menenjit, beyin apsesi gibi sıkıntılara yol açabilir.)

3. Akciğerlere yayılabilir. (Zatürreye kadar giden ciddi akciğer enfeksiyonlarına sebep olabilir.)

Riskler bu denli ciddi iken, hala kronik sinüzitinin farkında olmayan kişiler olabilir mi?

Maalesef hastalığın farkında olmayan çok hasta var. Bunun da ötesinde durumunu bilip de cerrahi tedaviyi reddeden bir hasta grubu da var. Bu kişiler mutlaka ikna edilmeli. Çünkü cerrahiyi reddeden bu grup, bir süre sonra hekimin karşısına menenjit veya başka bir şikayetle gelebiliyor. Bu durumda geç kalınmış oluyor tabii ki.

Ameliyattan sonra sinüzitin tekrarlama durumu

Sinüzit, ameliyattan sonra tekrar nükseder mi?

Çoğunlukla halk arasında böyle bir yanlış inanış var. Ameliyattan sonra da sinüzitin tekrar nüksedebileceğine ilişkin bir inanış var. Bir ayrım iyi yapılmalı.Kronik sinüzit ile  akut sinüziti çok iyi ayırmak gerekiyor. Akut sinüzit, ilaç tedavisi verilmese bile kendi kendine yüzde yüz düzelebilen bir hastalık olduğu gözlenmiştir. Akut sinüziti, grip gibi düşünebiliriz. Nasıl ki bazen grip olabiliyorsak ve bunu normal kabul ediyorsak, akut sinüziti de böyle değerlendirmemiz gerek. Sinüzitte önemli olan kronikleşmiş sinüzittir. Cerrahi operasyondan sonra sinüzit tekrarlayabilir mi? Evet akut sinüzit şeklinde ortaya çıkabilir fakat kronikleşmeye doğru kesinlikle gitmez. Çünkü sinüslerin havalanması, yapılan ameliyatla yeterince iyi hale gelmiştir zaten.

Sinüzit ne gibi rahatsızlıklara yol açmaktadır?

Akut sinüzitin en önemli iki belirtisi baş ağrısı ve geniz akıntısıdır. Bununla birlikte geniz akıntısı, tekrarlayan faranjit atakları ve ses kısıklığı görülebilir. Kronik sinüzitte ise çok fazla baş ağrısı görülmez. Zaman zaman görülen geniz akıntısı ve burun tıkanıklığı, sabahları boğaz kuruluğunun olması, zaman zaman ses kısıklığı ve yutma güçlüğünün yaşanması bize kronik sinüziti düşündüren bulgulardır.

Geniz akıntısı ve burun tıkanıklığı gibi şikayetlerle başvuran her hastada tomografi çekilir mi?

Hayır gerekmez. Bu gibi durumlarda detaylu muayene çok önemli. Hasta daha önce hiç ilaç tedavisi almamışsa, ilk defa bu şikayetlerle başvuruyorsa ve burun içerisinde mekanik tıkanıklık yoksa önceliğimiz her zaman ilaç ve bitkisel tedavi yöntemleridir.

Ancak hasta “Uzun süredir antibiyotik kullandığım halde şikayetlerim geçmedi” diyorsa ve yapılan muayenede burun içerisinde sinüslerin havalanmasını engelleyen mekanik bir engel tespit edilirse mutlaka tomografi çekilmesi gerekmektedir.

Sinüzit ameliyatı gerektiren belirtiler nelerdir?

Hastanın kronikleşmiş bir sinüziti varsa ve tomografi ile bu tespit edilmişse, polip, konka hipertrofisi gibi sinüsleri tıkayan fiziksel sebepler ve sinüslerde ileri derecede enfeksiyon varsa sinüzitler için cerrahi kararı alınır. Cerrahide öncelikli hedef; sinüslerdeki iltihabı temizlemekten ziyade, sinüzite yol açan engelleri ortadan kaldırmak ve sinüslerin yeterli hava alımının sağlanmasıdır. Daha sonrasın ise sinüslerin içerisindeki iltihabi oluşumlar temizleme yoluna gidilmesi doğru bir metod olacaktır.

Sinüs cerrahisinin riskleri nelerdir?

Her cerrahi operasyonda olduğu gibi sinüzit için de yapılacak olan cerrahi müdahalede komplikasyon riski vardır. Endoskopik sinüs cerrahisinde de koku almada bozulma veya gözde zedelenme riski nadir de olsa görülebilir. Fakat ameliyat profesyonel ellerde yapılması halinde, hastanın da ameliyat öncesi değerlendirmesi iyi yapıldığı taktirde bu riskler en asgari düzeye indirilecektir. Riskin minimize edilip, tedavide en üst düzeyde bir fayda sağlamak için doğru tercihleri yapmak hayati öneme sahiptir. Burada üzerinde önemle durulması gereken nokta, bu hastaların eğer ameliyat olmazlarsa, çok daha büyük sıkıntılarla karşılaşma ihtimallerinin olmasıdır.

Hasta ameliyattan ne kadar süre sonra rahatlar?

Sinüzit ameliyatından sonra tam düzelme, ameliyattan yaklaşık bir ay sonra gerçekleşir. Hastanın biraz sabırlı olması gerekmektedir. Ameliyat sonrasında da bir aylık ilaç tedavisi veriliyor ve tuzlu su uygulamaları yapılmaktadır. Süreç zorlu da olsa sonucu kesinlikle buna değecektir. Burun içerisindeki kabuklanmaların yumuşaması ve temizlenmesi için ameliyat sonrasında tuzlu suyu mutlaka öneriyoruz.

Burun tıkanıklığı kalbi de yoruyor!

Sürekli burun tıkanıklığı yaşayan kişiler bu sorundan kurtulabilir mi?

Burada önemli olan burun tıkanıklığının nedenini doğru tespit etmek. Örneğin sebep alerji mi? Alerji ile birlikte mekanik bir tıkanıklık var mı? Bu soruların cevapları bulunmalı. Sadece alerji varsa tedavide cerrahinin yeri yok. Bu hastalara ilaç tedavisi veya “rhinolight” dediğimiz ışık tedavisini öneriyoruz. Ama alerji ile birlikte mekanik bir tıkanıklık da varsa cerrahi yapılmalı.

Burun tıkanıklığı uzun vadede sağlığa zarar verir mi?

Kesinlikle verir. Sinüzit zaten beyin, akciğerler ve gözleri risk altına aldığını üstte belirtmiştik. Burun tıkanıklığı da çok uzun vadede kalbi yorduğu gibi, kalp yetmezliğine de sebebiyet verebilmektedir. Çünkü hastanın yeterince oksijen alamamasına sebep oluyor.

Kendi sorularınız, deneyimleriniz ve görüşlerinizi aşağıda yer alan yorum bölümünden okuyucularımız ile paylaşabilirsiniz.

Önerilen Makaleler:

ETİKETLER:
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

DMCA.com Protection Status